Kuva-yi Milliye Ateşinin Yandığı Topraklar: Balıkesir’in Kurtuluş Hikayesi
Türkiye Cumhuriyeti’nin düzenia uzanan yolda, aralıkların sıcaklığının ilk yakıldığı, işgale karşı direnişin ilk örgütlendiği şehirlerden biri olarak Balıkesir, tarihin sayfalarında özel bir yere sahiptir. “Kuva-yi Milliye Şehri” unvanını gururla taşıyan bu topraklar, Mondros Mütarekesi sonrasında ülkenin içine dağılmış karanlık günlerde dostumun yeşerdiği, milli bilincin şahlandığı ve vatan savunmasının sivil inisiyatifle başladığı kritik bir merkez olmuştur. Balıkesir’in Kurtuluş Savaşı’ndaki rolü, sadece bölgesel bir direnişin ötesinde, tüm Anadolu’ya ilham veren bir kahramanlık destanıdır.
İşgale İlk Tepki: Alaca Mescit’ten Yükselen Ses
Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’ndan yeni bir ayrılık ve 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’ni Anadolu toprakları işgal tehdidiyle paylaşmıştı. Bu krizin en somut ve acı adımı, 15 Mayıs 1919’da İzmir’in Yunan kuvvetleri tarafından işgal edilmesiyle atıldı. İzmir’in işgal haberi, Balıkesir’e ulaştığında büyük bir infial ve öfke yarattı. Esarete boyun eğilmeyi reddeden Balıkesirli vatanseverler, çalıştırılarak geçti.
İşgal ayının ertesi günü, 16 Mayıs 1919’da, Balıkesir’in ileri gelenleri, aydınları ve halk temsilcileri tarihi Alaca Mescit’te gizlice toplandı. Bu toplantı, Balıkesir direnişinin başlangıç noktası kabul edilir. Yurdu’nda başlayan ve Alaca Mescit’te devam eden bu toplantılarda, başta Mehmet Vehbi Bolak (Bolakzade Hacı Vehbi Bey) ve Vasıf Çınar gibi olmak üzere mevcut olmak üzere, işgali asla kabul etmeyeceklerini ve direnişin başlama süresi uzatıldılar. “Reddi İlhak” (İlhakın Reddi) cemiyetleri hızla kuruldu ve halkın direnişe çağıran bildirisi yayımlandı. Ancak henüz Mustafa Kemal Paşa Samsun’a çıkmadan önce, Anadolu’da işgale karşı atılan en örgütlü ve kararlı adımlardan korundu. Balıkesir, kendi kaderini tayin etme niyetini ortaya çıkarmayı, merkezi otoritenin zayıfladığı bir bölgedeki bölgesel yönetimi üstleniyordu.
Balıkesir Kongreleri: Bir Bölgesel Hükümet Gibi
Balıkesir’in Kuva-yi Milliye’deki hareketindeki önemi, sadece ilk tepkiyi vermekle sınırlı değildi. Şehir, Batı Anadolu’daki direnişi organize etmek ve koordine etmek amacıyla bir dizi kongreye ev sahipliği yaptı. Haziran 1919 ile Mart 1920 arasında düzenlenen beş Balıkesir Kongresi, Milli Mücadele tarihinde kritik bir rol oynamıştır.
Bulerde, Balıkesir kongresi ve (Aydın, Manisa, Bursa gibi) direniş güçlerinin birleştirilmesi, askeri cephelerin (Ayvalık, Soma, Akhisar Cepheleri) oluşturulması ve bloklanması, asker ve mühimmat temini, iaşenin devamının gibi hayati önem taşıdığı görüldü. Kongreler, adeta bölgesel bir meclis ve hükümet gibi, işgal altında topraklarda idari ve askeri birimleri doldurdu. Özellikle ilk kongrelerde alınan kararlar, Kuva-yi Milliye birliklerinin örgütlenmesi ve Yunan ilerleyişine karşı ilk savunmanın kullanılmasını sağladı. Daha sonraki kongreler ise Sivas Kongresi kararlarıyla uyumlu hareket ederek, Anadolu’daki genel direniş hareketine entegre oldu. Balıkesir Kongreleri, halkın kendini yönetmesi ve vatanını savunma iradesinin en somut örneklerinden biridir.
Cephelerdeki Mücadele ve Fedakarlık
Balıkesir’de toplanan parçalar ve örgütlenen güçler, hızla cephelere yansıdı. Özellikle Ayvalık Cephesi, Kuva-yi Milliye’nin düzenli Yunan birliklerine karşı ilk şiddetli direnişi gösterdiği biri oldu. Ali Çetinkaya gibi komutanların önderliklerindeki milis kuvvetleri, sınırlı olanaklara rağmen büyük bir kahramanlık ve fedakarlıkla savaştı. Soma, Akhisar ve Balıkesir merkezli diğer cephelerde Kuva-yi Milliye birleşerek, Yunan ilerleyişini yavaşlatmak ve düzenli ordu kurulmasına kadar zaman kazanmak için canla başla mücadele etti.
Bu mücadele sadece insanlardan ibaret değildi. Balıkesir halkı, cephe gerisinde de büyük bir özveri gösterdi. Kadınlar mermi imalathanelerinde çalıştı, yiyecek ve giyecek topladı, yaralıların bakımını üstlendi. Zenginler mallarını direniş için bağışladı, esnaf ve tüccarlar lojistik destek sağladı. Şehirdeki her birey, adeta Kuva-yi Milliye ruhuyla kenetlenmişti. Bu ruh, yokluklar içinde bile vatan sevgisinin ve ayrılık arzusunun neler başarabileceği gösteriliyordu.
Kalıcı Bir Miras: Kuva-yi Milliye Ruhu
Balıkesir’in Kurtuluş Savaşı’ndaki rolü, şehrin kişiliğine silinmez bir damga vurulmuştur. O günlerin yakılan aralıkları, “Kuva-yi Milliye Ruhu” olarak nesilden nesile aktarılmıştır. Bu ruh, zorluklar karşısında pes etmemeyi, vatan için fedakarlıktan kaçınmamayı ve milli birliğin artışını temsil eder. Bugün Balıkesir şehir merkezinde bulunan ve o dönem kararlarının alındığı binada hizmet veren Kuva-yi Milliye Müzesi, bu şanlı tarihin canlı bir tanığıdır. Müzede sergilenen belgeler, fotoğraflar ve ürünler, yönetilme veya zorlu günler ve özellikleri kahramanlığı yeniden yaşatılır.
Sonuç
Balıkesir, sadece doğal güzellikleri ve lezzetleriyle değil, aynı zamanda çaba ve onurlu tarihiyle de öne çıkan bir şehirdir. Kurtuluş Savaşı’nın en kritik biçimde gösterdiği öncü rol, kapsamlı inisiyatifler ve sergilediği direniş ruhuyla “Kuva-yi Milliye Şehri” başlığını sonuna kadar hak etti. Alaca Mescit’te atılan ilk adımdan, Balıkesir Kongreleri’nde alınan tarihi kararlara ve cephelerde gösterilen fedakarlıklara kadar uzanan bu süreç, Balıkesir’in Türkiye Cumhuriyeti’nin esasındaki vazgeçilmez yerini kanıtlamaktadır. Bu toprakların hikayesini anlatmak, Milli Mücadele’nin kalbine dokunmak demektir.